14 Ağustos 2014 Perşembe

90’LARDAN 2014’LERE UZANAN NESİL

Politikadan,siyasetten uzak bir nesil 90’ların nesli. Bizim neslimiz. Apolitizm,aslında bir akım,fakat günümüzde ‘apolitik olmak’ siyasi olaylara karışmamak olarak yer etmiş. Ne de olsa bu ülke darbeler,çatışmalar,sağ-sol olayları gördü. Biz görmedik,bilmiyoruz,anlatılanlar kadar biliyoruz. Yaşamadan bilinmez ki… Annelerimiz-babalarımız,kısacası büyüklerimiz bizim apolitik olmamızdan gayet memnunlar;çünkü onların zamanında yaşadığı olayları göz önüne aldığımızda neden memnun olmasınlar ki ? Kendi çocukları açısından gönülleri rahat.
Aslında apolitik falan değiliz. Daha çocukken tanıştık siyasetle. Siyaseti ‘binaenaleyh’ olarak tanıdık. Çocuksu düşüncelerle siyaseti güzel bir şey sandık. Böyle aşılandı bizlere. Televizyonlarda,gazetelerde gördüğümüz kadarıyla… Seçim zamanları anlamsız heyecan olurdu içimizde. Büyükler oy kullanırdı,nedense biz de heyecan yapardık. Anladığımızdan değil,takip falan da etmiyorduk zaten. Ailemiz hangi görüşteyse biz de öyleydik. Hangi birimiz çocukken bozkurt işareti,altı ok ya da baş parmak işareti yapmadık ki büyüklerimiz sayesinde.
Olgunlaşmaya başladık,büyüyorduk. Önceki nesillerin aksine siyasi görüşlere körü körüne saplanmayıp,düşünce özgürlüğünü benimsiyorduk. Kimimiz farkında olmadan yapıyordu bunu,kimimiz her şeyin farkında olarak. Ailemiz sağ görüşlüyse,sol görüşlü biriyle arkadaş olduğumuzda,ya da tam tersi durumlarda,farklı görüşlü insanların da bizim gibi olduklarını,insan olduklarını gördük ve bunu kavrayabildik. Bu yapılanmanın kuşkusuz en büyük mimarları ailelerimizdi,eskilerdi. Böyle olması daha iyiydi. Kendilerinden öncekilerin yaşadığı acıları yaşamak istemiyorlardı,haklılardı. İşte bizim neslimizin,her yerde söylenen 90’ların apolitik gençliğinin farkı bu oldu,bizim en büyük şansımızdı.
Büyüdük… 20’li yaşlara geldik. Artık bilinçliydik. Özgürdük. En azından özgür olduğumuzu sanıyorduk. Bazılarımız özgür olmanın tam olarak ne anlama geldiğini öğrenememişti. Başkalarının özgürlüğüne engel olmamayı,belli başlı değerlerin olduğunu bilemeyenler oldu. Onları saymazsak özgür gibiydik sanki. Hani bazı anlar vardır ya,yangın başlatan kıvılcım misali,öyle bir andı ve biz aslında özgür olmadığımızı anladık. Sanki dalga geçer gibi özgür olduğumuz söyleniyor,kısıtlama yapılmadığı dile getiriliyordu. Fakat bu süreçte Önderimiz Kemal Atatürk’ün ismini söylemek bile,bize özgürlük vaad ettiğini söyleyen,bizimle dalga geçen kesimi rahatsız ediyordu. Atamızı savunmak bile hoş görülmezken ne yapalım vereceğiniz özgürlüğü ? Birleştik,kenetlendik. Her görüşün,her rengin bir araya geldiği güzel günler,umutlu günler geçirdik. Elbet üzücü bedelleri oldu. Hep birlikte göğüs gerdik. Kayıplarımızın her biri bizi temsil ediyor. Bize hükmedilmeye çalışıldıkça biz daha çok kenetlendik. Dışlandık. Kimimiz ailesi tarafından yargılandı. ‘Onlar’ olduk. Tehdit edildik. Ama boyun eğmedik. Tüm ülkeye hatta tüm dünyaya hükmedilemeyeceğimizi gösterdik. Bunun kavgayla,çatışmayla değil de sanatla,mizahla yapılabileceğini gösterdik. 90 nesli Korkmaz,90 nesli Yıkılmaz…
Kürt kökenli bir arkadaşım olana kadar milliyetçi,Ata’m rank elde etmek için kullanılana kadar ulusalcıyım. Hangi görüşten olursan ol önce insan ol… ‘Primum Non Nocere’ yani ‘Önce,zarar verme !’

Sürç-ü lisan ettiysem affola…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder